Tarih Dersleri

Tarih Öncesinde Sözlü Kültür

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba sevgili arkadaşlar. Maalesef bazı projeler ve iş yoğunlukları nedeniyle çok uzun bir süre siteyle ilgilenemedim ve AYT konularına devam edemedim. Bu uzun sürede sizlerden gelen yoğun mesajlar beni oldukça mutlu etti. Özellikle KPSS derslerimizden faydalanan arkadaşlarımız tarafından sitemizin sınavlarda oldukça faydalı olduğunu duymak beni fazlasıyla gururlandırdı. Lafı fazla uzatmadan söyleyeyim artık yeniden birlikteyiz. Şimdi kaldığımız yerden yani “Tarih Öncesinde Sözlü Kültür” konusuyla devam edelim.

Bu derste, tarih öncesi insanların mitolojilerini, efsanelerini ve sözlü geleneklerini keşfedeceğiz. Çevrenin ve doğanın bu gelenekler üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Yerleşik hayata geçişi ve bu geçişin beraberinde getirdiği değişimleri inceleyeceğiz. Ayrıca Göbeklitepe, Çatalhöyük ve Çayönü gibi önemli tarih öncesi yerleşim yerlerini inceleyeceğiz.

Sözlü kültür, bir toplumun sözlü olarak aktardığı, mitolojileri, destanları, masalları, şarkıları, atasözlerini, deyimleri ve halk hikayelerini içeren kültürel mirası ifade eder. Bu aktarım genellikle kuşaktan kuşağa ağızdan ve kulaktan dolma yoluyla gerçekleşir. Sözlü kültür, yazının icat edilmeden önceki dönemlerde insanların bilgi ve kültürü aktarma, koruma ve toplumsal değerleri öğretme yöntemi olarak önemli bir rol oynamıştır.

Yazının icadından önce insanlar, hikayelerini, bilgilerini ve deneyimlerini sözlü gelenek yoluyla aktarıyorlardı. Bu gelenek, kuşaktan kuşağa aktarılan efsaneler, masallar, atasözleri ve şarkılar aracılığıyla yaşatılıyordu. Her toplumun kendine özgü mitolojileri ve kuruluş efsaneleri vardı. Bu efsaneler, insanların dünyayı nasıl anlamlandırdıklarını ve nereden geldiklerini anlatan hikayelerdi.

Bu sözlü kültürün aktarıcıları Türkler’de ozan ve aşıklar, Yunanlar’da mit ve efsane anlatıcıları olurken Afrika’da ise toplumun en yaşlıları olmuştur.

Sözlü kültür, insanların yaşadıkları coğrafyadan, karşılaştıkları doğal afetlerden, savaşlardan, göçlerden ve diğer topluluklarla etkileşimlerinden büyük ölçüde etkileniyordu. Bu etkiler, destanlarda, efsanelerde, masallarda ve atasözlerinde açıkça görülebiliyordu.

Örneğin; Ergenekon Destanı‘nda Oğuz Türkleri, düşmanları tarafından bozkırlarda kuşatılmış ve yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu zor durumda, Oğuzlar, Ergenekon adında bir dağ geçidine sığınarak hayatta kalmayı başarmışlardır.

Mitler, efsaneler, destanlar gibi sözlü kültür ürünleri zaman içerisinde hem başka sözlü kültür ürünlerini etkilemiş hem de başka kültürlerden etkilenmiştir. Bu da bu anlatılanların sadece bir bölgeyle sınırlı kalmayıp sözlü geleneklerin birleşiminden meydan gelen bir bütün olmasını sağlamıştır.

Örneğin; Romalıların Türeyiş Efsanesi’ndeki dişi kurt ile Türklerdeki Türeyiş, Göç, Ergenekon destanlarındaki kurt motifi birbirine benzemektedir. Aynı şekilde farklı kültürlerin sözlü anlatımlarındaki tufan ve yaratılış hikayeleri de benzerlik göstermektedir.

1927 yılında atatürk tarafından bastırılan bozkurtlu türk lirası ve aynı yıl kurulan roma
futbol kulübünün arması
1927 yılında Atatürk tarafından bastırılan bozkurtlu Türk Lirası ve aynı yıl kurulan Roma
futbol kulübünün arması
1

Bu bilgiler MEB ve Akademik kaynaklar referans kullanılarak hazırlanmıştır.


  1. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3247707 ↩︎

casino siteleri mobil casino siteleri en iyi casino siteleri yeni casino siteleri evden eve nakliyat

Abonelerimiz Arasına Katıl

Sitemize abone olarak en son ders ve yazılardan haberdar olabilirsiniz.

Abone Olduğunuz İçin Teşekkürler...

Bir şeyler ters gitti :(