Blog

Bir Gönüllünün Gözünden 6 Şubat

6 Şubat 2023, Türkiye için unutulması mümkün olmayan bir tarih. O sabah, ülkenin güneydoğusunda meydana gelen 7.8 ve 7.7 büyüklüğündeki depremler, 10 ili yerle bir ederek binlerce insanın hayatını kaybetmesine, on binlercesinin yaralanmasına ve yüz binlerce insanın evsiz kalmasına neden oldu. 6 Şubat depremi , sadece fiziksel yıkımla değil, insanların hayatlarında derin izler bırakan acılarla da hatırlanacak. Ben de o gün, Sivas’ta yaşayan bir AFAD gönüllüsü olarak, bu acı dolu sürecin bir parçası oldum.


6 Şubat sabahına doğru, aslında uyumak yerine kahve içerek geçirdiğim bir geceydi. Evimde misafirler vardı, onlar gittikten sonra uyku tutmadı. Saatler 04.00’ü gösterdiğinde, birden her şey sallanmaya başladı. Gözümü avizeye diktim; avize öyle şiddetli sallanıyordu ki, içimden “İnşallah Sivas’ta olmuştur, yoksa bu çok büyük bir deprem” diye geçirdim. Ne yazık ki, dakikalar sonra televizyondan gelen haberler, depremin Kahramanmaraş merkezli olduğunu ve çok geniş bir alanı etkilediğini gösteriyordu. Depremin şiddeti 7.8 olarak açıklandığında, durumun ciddiyetini anladım.

Hemen AFAD İl Müdürlüğü’nü aradım. Ben bir AFAD gönüllüsüydüm ve elimden gelen bir şeyler yapmak istiyordum. Ancak telefonlar meşguldü; olağanüstü bir durum yaşanıyordu. Arabamı kardan temizleyip yola çıktım. AFAD’a vardığımda, orada da olağanüstü bir hava hakimdi. Gönüllü olduğumu söyleyip yardım etmek istediğimi belirttim. Yaklaşık 20 kişilik bir ekiple birlikte minibüse bindik ve Kahramanmaraş’a doğru yola çıktık.


Saat 09.30-10.00 civarında Kahramanmaraş’a vardık. Bizi, en şiddetli yıkımlardan birinin yaşandığı Ebrar Sitesi’ne götürdüler. Oraya vardığımızda gördüğümüz manzara, kelimenin tam anlamıyla bir kıyamet gününü andırıyordu. Enkazların arasından cesetler çıkıyor, insanlar feryat ediyor, yardım için bize sarılıyorlardı. Her yer toz duman içindeydi ve her adımda bir trajediyle karşılaşıyorduk.

Gönüllü olarak orada bulunmamız, aslında fazla riske girmememiz gerektiği anlamına geliyordu. Ancak o an, hiçbir şey düşünmeden enkaza girip kurtarmaya çalıştık. Ne yazık ki, kurtarabildiklerimizden çok daha fazlasını kaybettik. Enkazın her tarafından cesetler çıkıyordu. Ayak parçaları, eller, yüzler… Her şey gözümüzün önündeydi.

image 9
Ebrar Sitesi

O gün yaşadığım en acı anılardan biri, küçük bir kız çocuğu ve annesinin hikayesiydi. Enkazın bir köşesinde bir grup insan, yatak parçasının altından gelen bir ses duymuştu. Hemen oraya koştum. Bir kadın, “Önce onu alın, lütfen önce onu kurtarın!” diye bağırıyordu. Elini uzattım ve tuttuğumda, kadının yanında küçük bir kız çocuğu olduğunu gördüm. Kızın adı Güneş’ti. Henüz 4-5 yaşlarında, yumuşacık elleri olan bir çocuktu. Ancak eli buz gibiydi ve ne yazık ki artık hayatta değildi.

Annesi, kızının öldüğünü anlamıştı. “Kızımı incitmeyin, lütfen ona bir şey olmasın” diye yalvarıyordu. Güneş’in cansız bedenini ambulansa götürmeye çalıştım, ancak ambulanslar o anda canlı kurtarmaya odaklandığı için kabul etmedi. Onu yere bıraktım ve üzerini örttüm. Ertesi gün, hala orada olduğunu gördüm. O an, yaşadığımız acının büyüklüğünü bir kez daha hissettim.


6 Şubat depremi, Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, her zaman bu riskle yaşamak zorundayız. Ancak bu acıları tekrar yaşamamak için alınması gereken birçok ders var.

  1. Bina Güçlendirme ve Depreme Dayanıklı Yapılar:
    Depremde yıkılan binaların çoğu, yapısal hatalar, malzeme kalitesizliği ve denetim eksikliği nedeniyle çöktü. Betonarme mantolama, çelik mantolama, karbon fiber takviyesi gibi yöntemlerle binaların güçlendirilmesi ve yeni yapıların deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmesi hayati önem taşıyor.
  2. Eşyaların Sabitlenmesi ve Acil Durum Planları:
    Deprem sırasında devrilen eşyalar da büyük tehlike oluşturuyor. Dolapların, rafların ve diğer eşyaların duvarlara sabitlenmesi, acil durum çantalarının hazırlanması ve aile üyeleriyle bir toplanma planı oluşturulması, hayat kurtarıcı olabilir.
  3. Toplumsal Bilinç ve Eğitim:
    Deprem anında ne yapılacağı, nasıl davranılacağı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. AFAD gönüllüsü olarak gördüğüm en büyük eksikliklerden biri, insanların panikle yanlış hareket etmesiydi. Deprem eğitimleri, tatbikatlar ve bilinçlendirme çalışmaları, bu tür durumlarda daha organize bir şekilde hareket etmemizi sağlayabilir.

6 Şubat depremi, hepimiz için büyük bir acıydı. Ancak bu acıyı unutmamak ve gelecekte benzer felaketler yaşamamak için hazırlıklı olmak zorundayız. Deprem, doğanın bir gerçeği; ancak alacağımız önlemlerle kayıplarımızı en aza indirebiliriz. Ben, bir AFAD gönüllüsü olarak o gün yaşadıklarımı asla unutmayacağım. Umarım, bu acılar bir daha yaşanmaz ve hepimiz depreme karşı daha bilinçli, daha hazırlıklı oluruz.

Unutmayalım: Deprem öldürmez, binalar öldürür. Hazırlıklı olmak, hayatta kalmak demektir.

casino siteleri mobil casino siteleri en iyi casino siteleri yeni casino siteleri evden eve nakliyat

Abonelerimiz Arasına Katıl

Sitemize abone olarak en son ders ve yazılardan haberdar olabilirsiniz.

Abone Olduğunuz İçin Teşekkürler...

Bir şeyler ters gitti :(