2025 AYT Tarih Soruları ve Cevapları na geçmeden önceden sınava giren tüm arkadaşlara geçmiş olsun. Umarım her şey hakkınızda hayırlı olur. 2025 AYT Tarih Soruları ve Cevapları telif hakları nedeni ile sadece anımsamanıza ve bilgi edinmenize yardımcı olacak şekilde olarak eklenmiştir. Yazının sonundaki bağlantılara tıklayarak soruların özgün hallerine ulaşabilirsiniz.
2025 AYT Tarih-1 Soruları ve Cevapları
Soru 25:
İlk Çağ Mezopotamya uygarlıklarında inşa edilen “ziggurat” adı verilen yapılar, aşağıdakilerden hangileri amacıyla kullanılmıştır?
I. Gök hareketlerini gözlemlemek
II. Dini tören ve ibadetleri gerçekleştirmek
III. Kralların mezarlarını barındırmak
Cevap: I ve II
Açıklama:
Zigguratlar, Mezopotamya uygarlıklarında inşa edilen çok katlı tapınaklardı ve şu amaçlarla kullanılmıştır:
Kral mezarı olarak kullanılmak: Hayır. Zigguratlar mezar değil, dini yapılar olarak kullanılmıştır. Kral mezarları genellikle farklı yerlerde olurdu. ❌
Gök cisimlerini izlemek: Üst katlarda gökyüzü gözlemleri yapılırdı. Bu, zigguratların aynı zamanda gözlemevi (rasathane) işlevi gördüğünü gösterir. ✅
İbadet etmek: Tanrılara adanmış yapılardı; dinsel törenler burada gerçekleştirilirdi. ✅
Tarih Vakti Farkı:
https://tarihvakti.com/sumerler

Soru 26:
Türklerin “Kızıl Elma” ülküsü, yalnızca belirli bir bölgenin fethiyle sınırlı olmayan, sürekli ilerlemeyi ve yeni hedefler peşinde koşmayı ifade eden bir idealdir. Bu anlayışta, bir hedefe ulaşıldığında yeni bir hedef belirlenir ve böylece Kızıl Elma hiçbir zaman tam anlamıyla erişilen bir nokta olmaz; daima ulaşılmak istenen yüce bir amaç olarak varlığını sürdürür.
Bu düşünce biçimi, İslamiyet öncesi Türk devlet anlayışında yer alan aşağıdaki kavramlardan hangisinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir?
Cevap: Cihan hâkimiyeti
Açıklama:
Kızıl Elma, sürekli fetih, genişleme ve ideal bir dünya düzeni kurma hedefiyle ilgilidir. Bu, Türklerin tüm dünyaya hükmetme arzusu olan Cihan Hâkimiyeti anlayışıyla doğrudan örtüşmektedir. Bu düşünceye göre Türk hükümdarı sadece kendi halkına değil, tüm dünyaya adalet götürmelidir. Bu da Kızıl Elma’nın sürekli değişen ama hiç tükenmeyen hedef yapısıyla birebir örtüşür.
Diğer kavramlar ise bu ülküyle doğrudan ilişkili değildir:
Kurultay: Devlet işlerinin görüşüldüğü meclistir.
İkili teşkilatlanma: Devletin doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasıdır.
Onlu sistem: Askeri bir düzenlemedir.
Kut inancı: Hükümdarın ilahi güçten yetki aldığına inanılmasıdır.
Soru 27:
Hz. Muhammed ve ona inananlar, Mekkeli müşriklerin artan baskıları karşısında Medine’ye göç etmişlerdir. Hicret’in ardından Hz. Muhammed, hem Medinelilerle hem de Mekkelilerle barış içinde bir düzen kurmaya çalışmıştır. Ancak müşriklerin Müslümanlara yönelik saldırıları zaman zaman çatışmalara, zaman zaman ise anlaşmalara neden olmuştur.
Bu bilgiler doğrultusunda, aşağıdakilerden hangisi Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında yaşanan gelişmelerden biri değildir?
Cevap: Hayber’in Fethi
Açıklama:
Bedir Savaşı, Hendek Savaşı, Mekke’nin Fethi ve Hudeybiye Antlaşması doğrudan Mekkeli müşriklerle Müslümanlar arasında yaşanmıştır.
Hayber’in Fethi ise, Mekkeli müşriklerle değil, Hayber’de yaşayan Yahudilerle yapılan bir mücadeledir. Bu nedenle verilen seçenekler içinde Müslümanlarla müşrikler arasında yaşanmayan gelişme budur.
Soru 28:
1071 Malazgirt Zaferi’nden, Anadolu Selçuklu Devleti’nin Moğollar karşısında ağır yenilgi aldığı 1243 Kösedağ Savaşı’na kadar geçen süreçte Anadolu’da pek çok siyasi, toplumsal ve kültürel gelişme yaşanmıştır.
Bu döneme ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?
Cevap: Karamanoğulları Konya’da Selçuklu yönetimine son vererek idareyi ele geçirmiştir.
Açıklama:
Karamanoğulları Beyliği, Selçuklu otoritesinin 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra zayıflamasıyla, 13. yüzyıl ortalarında ortaya çıkmıştır. Yani bu gelişme 1071-1243 arası dönemde gerçekleşmemiştir.
Soru 29:
Bu çatışma, Doğu Roma (Bizans) İmparatoru III. Andronikos ile Osmanlı beylerinden Orhan Bey’in doğrudan karşı karşıya geldiği ilk savaş olmuştur.” şeklinde bir değerlendirmede bulunan bir tarihçi, aşağıdaki savaşlardan hangisine atıfta bulunmuştur?
Cevap: Pelekanon Savaşı
Açıklama:
Pelekanon Savaşı (1329), Osmanlı Beyliği ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan ilk büyük çarpışmalardan biridir.
Bu savaşta Orhan Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, III. Andronikos idaresindeki Bizans ordusunu yenilgiye uğratmıştır.
Savaş, Osmanlıların Bizans’a karşı üstünlük kurmaya başladığı dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir.
Soru 30:
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılın başlarından 20. yüzyılın başlarına kadar gerçekleşen siyasal ve toplumsal gelişmeler dikkate alındığında, aşağıdaki ifadelerden hangisi bu dönemin gerçekleriyle bağdaşmaz?
Cevap: Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle ülkede yeni siyasi partiler kurulmuştur.
Açıklama:
Tanzimat Fermanı (1839), hukuki düzenlemeler ve temel haklarla ilgilidir; ancak bu dönemde siyasi parti kavramı henüz Osmanlı’da yoktur. Siyasi partiler II. Meşrutiyet’ten (1908) sonra kurulmuştur.
Soru 31:
Tarihî romanına “Yavuz, Odesa ve Sivastopol” başlığını veren bir yazar, eserinde büyük olasılıkla aşağıdaki olaylardan hangisini konu edinmiştir?
Cevap: Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na katılması
Açıklama:
“Yavuz”: Burada Alman yapımı Goeben zırhlısı anlamında kullanılmıştır. Osmanlı donanmasına katıldıktan sonra “Yavuz Sultan Selim” adını almış, Almanya’dan Osmanlı’ya sığınarak önemli bir rol oynamıştır.
“Odesa ve Sivastopol”: Bu iki şehir Karadeniz’deki Rus limanlarıdır. 29 Ekim 1914’te Osmanlı donanması (başta Yavuz ve Midilli gemileriyle) bu limanları bombalayarak savaşa fiilen girmiştir.
Bu saldırı, Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’na katılmasına neden olan gelişmelerin başında gelir.
Soru 32:
Millî Mücadele Dönemi’nde bazı azınlık toplulukları, yaşadıkları bölgelerde kendi bağımsız devletlerini kurma hedefiyle çeşitli cemiyetler oluşturmuşlardır. Bu cemiyetler, hedeflerine ulaşmak amacıyla yaşadıkları bölgelerde nüfusça çoğunlukta olduklarını öne sürmüşlerdir.
Azınlıkların bu iddiasını desteklemek amacıyla dayandıkları ilke ya da belge aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Wilson İlkeleri
Açıklama:
Wilson İlkeleri (1918), özellikle 14. madde ile milletlerin kendi geleceğini tayin hakkını (self-determinasyon) vurguluyordu.
Azınlıklar, bu ilkeye dayanarak, “bulunduğumuz yerde çoğunluğuz” diyerek bağımsızlık ya da özerklik talep etmişlerdir.
Bu yüzden, azınlıklar için Wilson İlkeleri, kendi devletlerini kurma iddialarını uluslararası zemine taşıma aracı olmuştur.
Soru 33:
“… Harekâtımız, Afyonkarahisar-Altuntaş-Dumlupınar hattında büyük bir meydan muharebesi şeklinde beş gün beş gece sürdü. Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının cesareti, kararlılığı ve hızı kurtuluşu mümkün kıldı…”
diye konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, bu sözleriyle aşağıdaki gelişmelerden hangisini dile getirmiştir?
Cevap: Büyük Taarruz’da Türk kuvvetlerinin elde ettiği başarıyı
Açıklama:
Afyonkarahisar, Altuntaş ve Dumlupınar bölgeleri, 1922 Büyük Taarruz ve özellikle Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin geçtiği yerlerdir.
Mustafa Kemal’in burada vurguladığı şiddetli ve uzun süren çatışmalar ile ordunun kahramanlığı, Büyük Taarruz’un niteliğine işaret eder.
Bu taarruz, Yunan ordusunun büyük ölçüde imha edildiği ve Türk zaferinin kesinleştiği bir dönüm noktasıdır.
Soru 34:
Mustafa Kemal Atatürk, “Daima kendisiyle dostane ilişkilere büyük önem verdiğimiz Fransa ile aramızda yalnızca bir büyük mesele vardır. Bu meselenin özünü bilenler ve adaleti savunanlar, bu konudaki kararlılığımızı ve samimiyetimizi anlayacaktır.” sözleriyle aşağıdaki sorunlardan hangisinin çözümüne verdiği önemi vurgulamaktadır?
Cevap: Hatay
Açıklama:
Atatürk’ün bu sözü, Fransa ile Türkiye arasındaki tek büyük mesele olarak tanımladığı Hatay Sorununa yöneliktir.
Hatay, Suriye sınırları içinde kalmış ancak Türk nüfusun yoğun olduğu bir bölgeydi.
Atatürk, bu konuda çok hassas davranmış ve Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını bir milli dava olarak görmüştür.
Fransa ile iyi ilişkiler kurulmasına rağmen, Hatay meselesinde taviz verilmemiş, diplomatik baskı ve stratejik adımlarla Hatay 1939’da Türkiye’ye katılmıştır.
2025 AYT Tarih-2 Soruları ve Cevapları
Soru 1: Takvim yapraklarını inceleyen Kadir, 2025 yılında Ramazan ayının 1 Mart’ta başladığını görür. Ancak bir önceki yıl bu ayın 11 Mart’ta başladığını hatırlayınca, aradaki yaklaşık 10 günlük farkın nedenini merak eder ve öğretmenine sorar. Öğretmeni Kadir’e hicrî takvimle ilgili şu bilgileri verir:
- Bir yıl 354 gün 8 saattir.
- Hicrî yılda da 12 ay bulunur.
- Hicrî takvimin başlangıcı 622 yılıdır.
Buna göre, bu farkı açıklayan bilgiler hangileridir?
Cevap: Yalnız I
Açıklama:
I. Bir yılın 354 gün 8 saat olması: Hicrî takvim, ay takvimidir ve bir yılı Güneş takviminden yaklaşık 11 gün daha kısa sürer. Bu nedenle Ramazan gibi dini aylar her yıl miladi takvime göre yaklaşık 10–11 gün önce başlar. Bu madde, sorulan farkın doğrudan nedenidir. ✅
II. Bir yılda 12 ay bulunması: Bu bilgi doğrudur ama bu farkın oluşmasına neden olmaz, çünkü miladi takvimde de 12 ay vardır. ⛔
III. Başlangıç olarak 622 yılının kabul edilmesi: Hicrî takvimin başlangıç noktası olsa da yıllar arasındaki gün farkını açıklamaz. ⛔
Soru 2: Emeviler döneminde, onların Orta Asya’da egemenlik kurmasını engelleyen bir Türk topluluğu bulunurken; Abbasiler döneminde Çinlilere karşı yapılan Talas Savaşı’nda İslam ordusuna destek veren başka bir Türk topluluğu daha yer almıştır.
Bu parçada adı geçen Türk toplulukları sırasıyla aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Cevap: Türgişler – Karluklar
Açıklama:
Türgişler: Emeviler döneminde Orta Asya’da İslamiyet’in yayılmasına karşı direnen ve Emevi hâkimiyetini engelleyen Türk topluluğudur.
Karluklar: 751 yılında gerçekleşen Talas Savaşı’nda, Abbasilerle birlikte Çin ordusuna karşı savaşarak İslam ordusuna destek veren Türk topluluğudur. Bu savaş, Türklerin İslamiyet’e yakınlaşmasında önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Soru 3: Maveraünnehir ve Horasan bölgelerinde kurulan Türk-İslam devletleriyle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangileri doğrudur?
II. İpek Yolu gibi önemli ticaret güzergâhları, bu devletlerin gelişmesinde etkili olmuştur.
III. Kurtuba ve Gırnata, bu coğrafyada yer alan kültür ve bilim merkezleri arasında sayılmıştır.
III. Farabi, Yusuf Has Hacip ve İbn Sina gibi bilim insanları bu bölgelerde yetişmiştir.
Cevap: 1 ve 3
Açıklama:
1. madde – Doğru ✅:
Maveraünnehir ve Horasan bölgeleri, İpek Yolu üzerinde bulunmaları nedeniyle ticaretin ve ekonomik gelişmenin merkezi olmuş, bu da bilim, kültür ve şehirleşmeye katkı sağlamıştır.
2. madde – Yanlış ❌:
Kurtuba (Córdoba) ve Gırnata (Granada), İspanya’daki Endülüs Emevileri’ne aittir. Maveraünnehir ve Horasan bölgesiyle coğrafi olarak ilgisi yoktur.
3. madde – Doğru ✅:
Farabi, Yusuf Has Hacip ve İbn Sina, Türk-İslam kültürünün geliştiği bu bölgelerde yaşamış ve yetişmiş önemli bilim insanlarıdır.
Soru 4: Osmanlı Devleti’nin Klasik Dönemi’nde uygulanan idari sistemde, eyalet sistemi doğrultusunda farklı yönetim birimleri oluşturulmuştur.
Bu yönetim birimlerinden hangilerinin başında, ilmiye sınıfına mensup bir görevli yer alırdı?
I. Eyalet
II. Sancak
III. Kaza
Cevap: Yalnız 3
Açıklama:
Eyalet: En büyük idari birimdir. Başında beylerbeyi bulunur. Bu kişi seyfiye sınıfındandır (askeri bürokrasi), ilmiye sınıfı değildir. ❌
Sancak: Eyaletlerin alt birimidir. Başında sancak beyi yer alır. Bu da seyfiye sınıfına aittir. ❌
Kaza: En küçük idari ve yargı birimidir. Başında kadı bulunur. Kadı, ilmiye sınıfına mensuptur. ✅
Soru 5: Osmanlı Devleti, 16. yüzyılın başlarında Mısır’ın fethiyle birlikte Afrika’da etkinliğini artırmış, 20. yüzyılın başlarına kadar kıtanın farklı bölgelerinde egemenliğini sürdürmüştür. Bu süreçte Osmanlı, topraklarını korumak, ticaret yollarını güvence altına almak ve stratejik bölgeleri elde tutmak amacıyla çeşitli Avrupalı devletlerle mücadele etmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi, Osmanlı Devleti’nin Afrika kıtasındaki mücadelesine taraf olmamıştır?
Cevap: Rusya
Açıklama:
Rusya: Osmanlı ile Karadeniz, Kafkasya ve Balkanlar’da savaşmış, Afrika kıtasında Osmanlı ile doğrudan bir mücadeleye girmemiştir. ❌
Soru 6: Osmanlı Devleti’nde 1821 yılında başlayan Mora İsyanı, Yunanların bağımsızlık sürecinin önemli bir adımı olmuştur. Bu süreçte bazı iç ve dış etkenler isyanın çıkmasında ve bağımsız Yunan Devleti’nin kurulmasında etkili olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi, bu gelişmeler üzerinde doğrudan etkili olmayan bir faktördür?
Cevap: Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı’ya isyanı
Açıklama:
Kavalalı Mehmet Ali Paşa: Mora İsyanı’nın bastırılması için Osmanlı’ya askerî yardımda bulunmuştur, isyanla doğrudan bir ilgisi yoktur. Daha sonra Osmanlı’ya karşı ayrı bir isyan çıkarsa da, bu isyan Mora İsyanı süreciyle bağlantılı değildir. ❌
Soru 7:

Osmanlı Devleti’nin Trakya’daki sınırları siyah kesik bir çizgiyle gösterilmiştir. Bu sınırlara göre, Osmanlı’nın Edirne ve çevresindeki toprakları kaybettiği görülmektedir.
Bu duruma yol açan gelişme aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Birinci Balkan Savaşı’nın kaybedilmesinin
Açıklama:
Birinci Balkan Savaşı (1912-1913)‘nda Osmanlı Devleti, Balkan devletlerine karşı büyük toprak kayıplarına uğramıştır.
Edirne dahil olmak üzere Trakya’nın büyük kısmı kaybedilmiş, sadece İstanbul ve çevresi Osmanlı’da kalmıştır.
Bu durum, haritada siyah kesik çizgiyle gösterilen sınıra karşılık gelir.
İkinci Balkan Savaşı’nda ise Osmanlı Edirne’yi geri almıştır.
Soru 8: Millî Mücadele Dönemi’nde Osmanlı Hükûmeti, başlangıçta karşı olduğu Heyet-i Temsiliye’ye zamanla yaklaşmış ve Amasya Görüşmeleri’ne temsilci göndermiştir.
Osmanlı Hükûmeti’nin bu tutum değişikliği, aşağıdaki gelişmelerden hangisinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır?
Cevap: Ali Rıza Paşa Hükûmeti’nin kurulmasının
Açıklama:
Amasya Görüşmeleri 20-22 Ekim 1919 tarihlerinde gerçekleşmiştir.
Bu görüşme, Ali Rıza Paşa Hükûmeti döneminde yapılmış ve ilk kez İstanbul Hükûmeti ile Heyet-i Temsiliye resmî olarak temas kurmuştur.
Sadrazamlığa gelen Ali Rıza Paşa, önceki Damat Ferit Paşa hükûmetine göre daha ılımlı bir politika izlemiş ve bu doğrultuda Heyet-i Temsiliye’yle görüşme kararı almıştır.
Soru 9: Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Mustafa Kemal Paşa, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır…” diyerek orduya savaşın niteliği hakkında önemli bir emir vermiştir. Bu sözlerinde, düşmanın ilerleyişi karşısında sadece belirli bir cephe hattına değil, tüm vatan topraklarına dayalı bir savunma yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Buna göre, Mustafa Kemal Paşa’nın bu sözüyle aşağıdaki stratejik amaçlardan hangilerini gözettiği söylenebilir?
I. Savunma savaşı yapılmasını sağlamak
II. Geri çekilme durumuna karşı birliklerin dirençli davranmasını istemek
III. Çatışmaların sınırlı bir alanda sürmesini hedeflemek
Cevap: 1 ve 2
Açıklama:
1. Savunma savaşı yapılması → Doğrudur. Mustafa Kemal, bu emirle savunma esaslı bir strateji benimsendiğini açıkça belirtmiştir. ✅
2. Geri çekilme ihtimaline karşı hazırlıklı davranılması → Doğrudur. Sözlerinde, birliklerin bulundukları yerde mücadeleye devam etmesi, başka birliklerin çekilmesine rağmen geri çekilmemesi gerektiğini vurgulamıştır. ✅
3. Çatışmaların dar bir alanda gerçekleşmesi → Yanlıştır. Aksine, “O satıh bütün vatandır” diyerek geniş bir alana yayılmış bir savunma anlayışı ortaya koymuştur. ❌
Soru 10: Mustafa Kemal Atatürk, 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yılı kutlamalarında yaptığı konuşmada “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık” diyerek, o tarihe kadar gerçekleştirilen devrimlere dikkat çekmiştir.
Buna göre, Atatürk’ün bu sözleriyle işaret ettiği dönemde henüz gerçekleşmemiş olan gelişme aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması
Açıklama:
10. Yıl Nutku, 29 Ekim 1933 tarihinde okunmuştur.
Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı, bu nutuktan sonra, 5 Aralık 1934’te verilmiştir. ✅
Soru 11: ABD Başkanı Johnson’ın, 5 Haziran 1964 tarihinde Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye gönderdiği mektupta; Türkiye’nin Kıbrıs’a olası bir askerî müdahalesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceği belirtilmiş, NATO’nun onayı olmadan atılacak adımların desteklenmeyeceği ifade edilmiştir. Ayrıca, Sovyetler Birliği’nin olası müdahalesine karşı müttefik desteğinin garanti edilemeyeceği de vurgulanmıştır.
Bu metin dikkate alındığında aşağıdaki çıkarımlardan hangisine ulaşılamaz?
Cevap: ABD’nin Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümden yana olduğu
Açıklama:
ABD’nin iki devletli çözüm istediği: Bu konuda herhangi bir ifade veya ima yoktur. ABD sadece müdahaleye karşı çıkmakta, çözüm modeline dair bir tutum belirtmemektedir. ❌
Johnson Mektubu, Kıbrıs’a yönelik müdahaleye karşı bir uyarıdır ancak ABD’nin çözüm modeli olarak iki devletli yapıyı benimsediğini göstermez.