Her milletin tarihinde kırılma noktaları vardır. Türk milleti için 24 Temmuz 1923, işte böyle bir dönüm noktasıdır. O gün, İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan antlaşmayla sadece bir savaş sona ermedi; aynı zamanda bir imparatorluk devri kapanırken, yepyeni ve bağımsız bir cumhuriyetin temelleri atıldı.
Bugün Lozan Barış Antlaşması’nın 102. yıl dönümünde, bu tarihi belgenin önemini, kazanımlarını ve ardındaki büyük mücadeleyi hatırlamak, anlatmak ve geleceğe taşımak hepimizin görevidir.
Sevr’in Enkazından Lozan’a
Lozan’ı anlamak için öncelikle neyin reddedildiğini bilmek gerekir. 10 Ağustos 1920’de Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan Sevr Antlaşması, Anadolu’yu parçalayan, milletin egemenliğini yok sayan, emperyalist emellere teslim olmuş bir metindi. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı, işte bu antlaşmaya karşı bir isyanın ve bağımsızlık iradesinin sonucu olarak doğdu.
Askeri Zaferin Diplomatik Zaferle Taçlanması
Mudanya Ateşkesi ile silahlar susmuştu. Ancak gerçek bir zafer, askeri başarının siyasi alanda tescillenmesiyle mümkündü. Bu tescil, Lozan’da gerçekleştirilecekti. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu süreci yönetmek üzere başdelegelik görevine İsmet Paşa’yı (İnönü) atadı.
Lozan Barış Konferansı’nın bir diğer önemi ise yalnızca Yunanistan ile değil, Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri olan İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya ile de masaya oturulmuş olmasıydı. İşte bu, Anadolu’da emperyalizme karşı kazanılan zaferin, dünya sahnesinde resmiyet kazanması anlamına geliyordu.
Lozan’da Neler Konuşuldu?
Lozan’da Türkiye’nin kırmızı çizgilerini belirleyen 14 temel konu şunlardı:
- Sınırlar (Doğu, Irak, Suriye, Batı Trakya)
- Boğazlar
- Kapitülasyonlar
- Azınlıklar
- Genel borçlar
- Ordunun statüsü
- Yabancı kurumlar ve okullar
- Vakıflar ve dini topluluklar
Türk heyetinin en temel ilkesi “tam bağımsızlık” idi. Kapitülasyonlar kaldırılmalı, azınlıklar Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşları olarak görülmeli, sınırlar belirlenmeli ve Türkiye, yeni bir devlet olarak tanınmalıydı.
“Bay Başkan” Konuşması: Bir Milletin Dik Duruşu
Lozan’ın açılışında İsmet Paşa’nın yaptığı “Bay Başkan” konuşması, Türk milletinin egemenlik iradesini tüm dünyaya ilan ettiği bir manifestodur. O konuşmada şu netlik vardı:
“Türkler için en önemli mesele, tam bağımsızlıktır.”
İngiltere adına Lord Curzon’un diplomatik manevralarına karşı, İsmet Paşa’nın sabrı, bilgisi ve kararlılığı Türkiye’nin kazanımlarını belirleyecekti.
Zorluklara Rağmen Sarsılmaz Bir İrade
Lozan’da zaman zaman görüşmeler kesildi, masalar dağıldı, baskılar yapıldı. Fakat İsmet Paşa’nın ardında Gazi Mustafa Kemal gibi bir liderin olduğunu unutmamak gerekir. Aralarındaki yazışmalarda geçen şu cümleler, yalnızca bir dostluğu değil, bir milletin kaderini paylaşmanın duygusunu da yansıtır:
“Her dar zamanımda hızır gibi yetişirsin.”
— İsmet Paşa
“Hasretle, aşkla gözlerinden öperim. Görüşeceğiz, hem de mutlu günlerde.”
— Gazi Mustafa Kemal
Antlaşmanın İmzalanması
📍 Tarih: 24 Temmuz 1923
📍 Yer: Lozan Üniversitesi Rumini Sarayı
📍 Saat: 15.00
Türkiye adına ilk imzayı İsmet Paşa attı. Ardından Hasan Bey ve Dr. Rıza Nur geldi. İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan gibi ülkeler de kendi metinlerini imzaladı.
Ve Türkiye Cumhuriyeti, tarih sahnesine resmen adım attı.
Lozan’da Neler Kazandık?
- Sevr yırtılıp atıldı.
- Tam bağımsızlık ilkesi kabul edildi.
- Kapitülasyonlar kaldırıldı.
- Türkiye’nin sınırları belirlendi.
- Azınlık hakları eşit vatandaşlık ilkesiyle tanımlandı.
- Boğazlar Türk başkanlığında bir komisyonla geçici olarak çözüldü (1936 Montrö Sözleşmesi ile tamamen lehimize döndü).
- Osmanlı borçları adil şekilde bölüştürüldü.
- Karaağaç ve çevresi, savaş tazminatı olarak Türkiye’ye bırakıldı.
Eleştiriler ve Yanılsamalar
Bugün dahi bazı çevreler Lozan için “gizli maddeler var”, “100 yıllık süresi doluyor” gibi mesnetsiz iddialar ortaya atmaktadır. Ancak belge ortadadır. Lozan’da hiçbir gizli madde yoktur. Antlaşma süresizdir. Yani Lozan bir “geçici ateşkes” değil, kalıcı bir barışın temelidir.
Musul, Hatay ve Boğazlar
Eleştiriler genelde Musul’un kaybedilmesi ve Hatay’ın dahil edilmemesi üzerinden gelir. Ancak bu sorunların kaynağı Lozan değil, İngiltere’nin oyunları ve içerideki isyanlardır. Hatay, 1939’da Atatürk’ün diplomatik başarısıyla anavatana katılmış; Boğazlar ise Montrö ile çözüme kavuşmuştur.
Neden Hâlâ Güncel?
Lozan sadece bir barış antlaşması değildir. Aynı zamanda:
- Mazlum milletlerin emperyalizme karşı mücadelesinin sembolüdür.
- Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik temellerinin belgesidir.
- Hukukun üstünlüğünü, eşitliği ve bağımsızlığı savunan bir duruştur.
Son Söz
Lozan’ı yalnızca geçmişin bir belgesi olarak görmek büyük bir hatadır. Bu belge; bir milletin ayağa kalkışının, özgürlük aşkının ve uluslararası arenada kendine yer bulmasının resmidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi:
“Lozan, Türk milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr ile tamamlandığı sanılmış bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildiren bir belgedir. Benzeri görülmemiş bir siyasi zaferdir.”
Bugün 24 Temmuz’da, bu büyük zaferi kutluyor, Lozan kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz.