Kanal Cephesi Osmanlı Devleti’nin Süveyş Kanalı’nda, İngiltere’ye karşı açtığı saldırı amaçlı bir cephedir.
Kanal Cephesi Bahriye Nazırı Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Mısır sefer kuvvetini Kanal’a yönlendirmesiyle 27 Aralık 1914 tarihinde başlamış ve tam dört yıl sonra 26 Ekim 1918’de sona ermiştir. Yani Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’ndaki en uzun süren cephesi olmuştur.
Kanal Cephesi alınan yenilgiler nedeniyle ve Süveyş Kanalı’ndaki çarpışmalar sonrası önce Sina ardından Filistin ve en son olarak da Suriye’ye kadar geriledi.
Şimdi Kanal Cephesi’nin açılma nedenlerine ve Kanal Cephesi’ndeki harekatlara kısaca yer verelim.
Kanal Cephesi’nin Açılmasının Nedenleri:
- Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı İngilizler’den geri almak istemesi.
- İngiltere’nin Hint sömrüge yolları ile olan bağlantılarını kesmek.
- Müslamanların İngilizler’e karşı harekete geçmesini sağlamak.
- Almanya’nın telkinleri.
Kanal Seferi Türk Genelkurmayı’nda görevli danışman Alman Kress tarafından planlamıştı. Planı ise 20 bin Türk askerinin kanala hareketiydi. Fakat çöl ortamında, değil 20 bin 2 bin askerin Kanal’a ulaşamayacağını o da biliyordu. Ancak ona göre Türkler burada başarısız olsa bile dökeceği kanlarıyla, Almanya’ya bağlılığını kanıtlayacaktı.
Kanal Cephesi komutanı Cemal Paşa için hedef belliydi: ” Mısır’ı fethetmeden dönmemek.” Cemal Paşa, Mekke Şerifi Hüseyin’den Kanal Harekâtı’na katılmasını ve ordu için deve göndermesini istese de o Araplar’ın bağımsızlığı için İngiltere temsilcisi Sir Henry Mc Mahon’la anlaşmıştı bile. Hicaz Valisi Vehip Bey, Şerif Hüseyin’e güvenilemeyeceği ve onun İngiliz taraftarı olduğunu Cemal Paşa’ya söylesede Cemal Paşa, 24 Aralık’ta Şerifi Hüseyin’e bir mektup göndererek cihada katılmasını istedi. Fakat Şerif Hüseyin bu çağrıyı oyalayıcı sözlerle geçiştirdi.
Kanal Harekâtı (13 Ocak-5 Ağustos 1915):
Kanal Harekâtı için 25 bin Türk askeri zorlu şartlarda çölde yürüyerek 300 kilometrelik yolu 17 günde tamamlayarak El-Katara’ya ulaştı. Türk askeri Katara ve Habra‘da İngilizler ile çarpıştı.
Daha sonra büyük güçlüklerle Tih Çölü’nü aşan Türk askeri, 2 Şubat 1915’te Timsah Gölü ile Acı Göl arasındaki bölgeden Süveyş Kanalı’na saldırıya geçti. Burada ağır kayıplar veren Cemal Paşa askeri geri çekme kararı aldı.Fakat Alman Kress, ısrarlı bir biçimde, saldırının sürdürülmesini istiyordu. Cemal Paşa ise bu ısrarları umursamayarak “Mademki başarılı olma umudu yoktur, yalnız onur için askeri kırdıramam.” dedi ve çekildi.
Türk askeri başladığı yere geri dönmüştü. Fakat Enver Paşa bu çekilişin İslam Dünyası’nda olumsuz etki yaratacağı nedeniyle tekrar saldırılmasını istiyordu.
Bu arada Araplar’ın kendilerine bakışının değiştiğini anlamayan ya da anlamak istemeyen Sultan Reşat, Mısır halkını Kutsal Cihat’a çağırdı. Diğer taraftan İngiltere, Şerif Hüseyin’e bağımsızlıkları yönünde kendilerini destekleyeceklerini bildirdi.
Enver Paşa’nın emri üzerine Türk askeri, 23 Nisan-5 Ağustos 1916 arasında, yeniden saldırıya geçti ve Türk akeri başarılı sonuçlar almaya başladı.
Fakat 2 Haziran’da Şerif Hüseyin İngiltere’ye güvenerek ayaklandı ve 5 Haziran 1916’da Hicaz’da büyük bir isyan başlattı. Mekke ve Taif’teki Türk askeri tutsak edildi. Medine’deki Fahrettin Paşa’ya, ayaklanmayı bastırma emri verildi. Fahrettin Paşa iki alay asker ile asilerin üzerine giderken 27 Haziran’da Şerif Hüseyin bağımsızlığını ilan etti.
İngilizler, Araplardan de aldığı destek ile kontrolü ele geçirdi. Bu yenilgi üzerine Türk askeri, ertesi gün yeniden geri çekilmeye başladı. Böylece Osmanlı Devleti’nin Kanal Harekâtı sona erdi. Bundan sonra Kanal Cephesi Gazze ağırlıklı olarak Sina Harekâtı biçiminde sürdü.
Sina Harekâtı (23 Aralık 1916-9 Ocak 1917):
Sina Harekâtı içerisinde, Magdaba‘da ve Refah’ta olmak üzere, iki çarpışma gerçekleşti.
Magdaba çarpışmasında geriden yapılan saldırı ile 1.500 Türk askeri, ya şehit ya da tutsak edildi. Türk savunma çizgisi daha geriye çekilirken iki yıl elde tutulan Tih Çölü de boşaltılmış oldu.
Refah’ta ise İngilizler’in baskınına uğrayan Türk askeri son mermiye kadar direnerek 1200 askeri tutsak etti. İngiliz askeri ise El-Ariş’e kadar çekildi.
Gazze Çarpışmaları:
Kanal Cephesi içinde devam eden çatışmalarda Türk askerinin başarılı olduğu çarpışmalarda olmuştu.
Birinci Gazze Çarpışması’nda İngilizler 1.500 kayıp vererek geri çekilmiştir. Birinci Gazze Çarpışması Türklere “cesaret kaynağı” olurken İngilizleri tedirgin etmiştir.
İkinci Gazze Çarpışmasında da İngilizler, yenilgiyi ikinci kez kabul ederek çekildi ve Gazze’ye bir kez saldırmak için altı ay kadar bekledi.
Diğer çarpışmalarda ağır kayıplar veren Türk askeri, Yafa-Kudüs Çizgisi’ne doğru çekilmeye başladı. Ve maalesef Zeytindağ‘da çetin çatışmalar yaşansa da sonunda Kudüs, 9 Aralık 1917’de İngilizlerin eline geçti. Kudüs’ü kaybetmenin “ağır yükü”nü taşıyamayan Cemal Paşa, 12 Aralık’ta görevini Falkenhein’e bırakıp İstanbul’a döndü.
Daha sonrasında da yenilgiler yaşayan Türk askeri için Kanal Cephesi ağır bir kayıpla neticelendi.
Belki biraz detaya girmiş olabilirim bu yazımda fakat yapılan ihanetleri biraz olsun hatırlamak adına bence bu yazdıklarım oldukça önem arz ediyordu.
Bu yazımızda son olarak Kanal Cephesi özelliklerini toparlayalım.
Kanal Cephesi’nin Özellikleri:
- Kanal Cephesi Osmanlı Devleti’nin ikinci taarruz cephesidir.
- Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’ndaki en uzun süren cephesidir.
- Osmanlı Devleti Araplar’dan gereken yardımı alamadığı gibi ağır kayıplar vermesine neden olmuştur.
Bu bilgiler MEB ve Akademik kaynaklar referans kullanılarak hazırlanmıştır.
Cevap Yok